Turkcecast

Mustafa İnce

Girişimciler ya da hayatlarinda ekip çalışması ve kisisel gelişim önem arzedenlere tıkanma noktalarında çözüm üreten içerik ve pod yayını. read less
EducationEducation

Episodes

#6 Yeni dünya düzeninde öğrenmek
Jan 22 2021
#6 Yeni dünya düzeninde öğrenmek
LEarn Learn ingilizce öğrenmek demek , earn ise kazanmak demektir. Kazanmadan önce öğrenmemiz gerekir. Uğraştığımız alanlarda, özellikle core aktivite dediğimiz sonuç veren çekirdek aktivitelerde uzmanlaşmalıyız. Sürekli olarak değişen dünyaya ayak uydurmamız gerekir, bunun için kimi zaman öğrendiklerimizi unutmalı ve tekrar öğrenmeliyiz. Bilim, tıp, ekonomi, sanat, spor vb tüm alanlarında sürekli olarak paradigma kaymaları yaşanıyor ve bu yeni paradigmalar genellikle sıcak bir hoş geldinle karşılaşmazlar, çünkü kurulan düzenin değişmesi gerekir ve insanoğlu rahat bölgesini terk etmeyi, alıştıkları düzeni terk etmeyi, risk almayı sevmezler daha doğrusu değişimden korkarlar. Eski olan düşünce yapıları yeni dünya düzeninde geçerliliğini yitirir ve bu değişime direnen kesim er ya da geç bu düzene teslim olmak zorundadır. Öğrenmek hayat devam ettiği sürece vardır, bilinmesi gereken başarı ve başarısızlık zıt anlamlı kelimeler değildir, çünkü başarı ve başarısızlık aynı yöndedir. Her ne konuda olursa olsun başarılı olmak için öncelikle başarısız olmamız gerektiğini kabullenmemiz gerekir. Başarısızlık başarı yolunda defalarca uğranılması gereken bir duraktır. Başarının zıttı denememektir, denemeyi bıraktığınız anda başarısız olursunuz. En basitinden yüzme öğrenmeyi ele alacak olursak, su yutmadan çırpınmadan yüzme öğrenmeyi beklemek saçma olacaktır. Bir basketbol oyuncusu için en iyi şutu atabilmenin yolu defalarca denemek ve başarısız atışlar gerçekleştirmekten geçer. Öğrenmek için dinlemek , öğretmek için konuşmak gerekir ve unutmayın ki gözlerinizle de dinleyebilirsiniz, ellerinizle de dinleyebilirsiniz. Öğrenmek için tüm duyu organlarınızla dinlemelisinizSupport the show
#5 Karar vermek
Jan 15 2021
#5 Karar vermek
1-Karar öncesi:Minimalizm ve tek düze dolap yapmak karar verme mekanizmamızı etkileyecek, “decision fatigue“ denilen piskologlar tarafından karar yorgunluğu olarak adlandırılan bu durumla başa çıkmanız konusunda sizlere yardımcı olacaktır. Mükemmelliyetcilik ve karar yorgunluğu birleştiği zaman ertelemeye neden olur. Başlamak gereklidir, ilk adım atılmalı, ardından beyin ısınacak ve gerisi gelecektir fakat başlayabilmek için gereken irade önemlidir, limitleri olan karar verme kapasitemiz önemsiz kararlar için harcanılmamalıdır. Karar öncesi belirlenmesi gereken en önemli şey önceliklerdir ve önceliklerimizin belirlenmesinin ardından kendimizle barışık olmalı ve kararlarımızın aile, toplum, arkadaşlarımız, çevre ve korkularımızdan yani dış etkenlerden ne derece etkilendiğinin farkına varmalıyız. Bu farkındalık ancak kendimizle barışık olmamızla, dürüst bir şekilde kendimizle konuşabilmemizle gerçekleşir. Bir işe girişme kararı öncesi onu bitirmeye karar verilmelidir. Maraton koşusuna kayıt olan binlerce kişinin içerisinden belirli bir kesim ancak maratonu bitirebilir ve sadece bir kişi altın madalya sahibi olabilir. Bitiren kesim maratona başlamadan karar vermiş olan ve dolayısı ile aylar öncesinden kondisyon yapmaya, antrenman yapmaya zaman harcamış olanlardan çıkar. 2-Karar anı:Kararlarımız kalbimizden, hislerimizden gelmelidir. “Gut feelings” yani içgüdüsel duygularımıza güvenmeliyiz. En iyi karar doğru karardır, ikinci en iyi karar ise yanlış karardır fakat en kötüsü kararsızlıktır. Yanlış karar vermek bizleri doğru kararlara götürür. 3-Karar sonrası:Asılında bir kararın doğru ya da yanlış karar olması karar sonrasına bağlıdır. Başta çok doğru bir karar vermiş olabilirsiniz, sağlıklı bir beslenme düzenine geçmek ya da düzenli spor yapmak gibi bir çok karar başında doğru olsalar dahi, sonrasında bu kararlar yanlış birer karara dönüşebilir. Bir hafta sonra sağlıklı beslenmeyi bırakmış olabilirsiniz ya da bir ay sonra düzenli spor yapmaktan vazgeçmiş olabilirsiniz. Bir ticaret kurma kararı veren kişi eğer kurduğu ticarette başarılı olursa, başlangıçta verdiği kararı doğru bir karar olarak görür fakat başarısız olursa başlangıçta verdiği kararı yanlış bir karar olarak görecektir. Yani aslında doğru ya da yanlış karar diye bakılmamalıdır, asıl mevzu verilen kararı doğru hale getirmektedir. Bunun için sürekli olarak yörüngemizden çıksakta, yanlış kararlar versekte tekrar ve tekrar yörüngemize girmeli ve yanlış kararlarımızı doğruya hale getirmek için cabalamalıyız. Support the show
#4 Alışkanlıklar nasıl kazanılır ve değiştirilir.
Jan 8 2021
#4 Alışkanlıklar nasıl kazanılır ve değiştirilir.
Alışkanlıklar Düşünce tohumu ek ki uygulama biçesinUygulama tohumu ek ki alışkanlık biçesin Alışkanlık tohumu ek ki karakter biçesin Karakter tohumu ek ki kader biçesin Bu sözü daha önce işitmişsinizdir, benim penceremden düşüncelerin, alışkanlıkların geleceğinizi nasıl şekillendireceğini paylaşacağım. Aracım sadece paylaşmak, bilgi ve tecrübeyle ne yapacağınız siz okurlara kalmış. Bu benim alışkanlığım yıllarca bildiklerimi, öğrendiklerimi ve tecrübelerimi paylaşarak geçindim. Birbirimizle geçinmenin en güzel yolu, birbirimizi güçlendirmek, hizmet etmektir. Edison’un ampulü yolda yürürken karşısına çıkması sonucu bulmadığını, Elon Musk veya Mark Zuckerberk’in Facebook ya da Tesla gibi çığır açan projeleri önlerine gökten düşmesi sonucu geliştirmediğini biliyoruz. Üzerinde oturduğumuz sandalye dahi birilerinin zihinlerinde canlandırması ve üzerinde çalışması sonucunda üretilmiştir. Yaptıklarımız, uyguladıklarımız düşüncelerimizden ibarettir. Alışkanlıklar nasıl karakterimizi ve kaderimizi belirliyor? Bizler tekrar ettiğimiz davranışların eseriniz. Bunu somutlaştırarak anlatmakta fayda var; günlük en çok yaptığımız şeylere bakalım, 6 ila 8 saat uyuduğumuzu varsayalım ve çoğu birey günlük 8 ila 12 saat zamanını çalıştığı işlerde geçiriyor. Zamanımızı en çok geçirdiğimiz yer işyerlerimizdir ve beynimiz sürekli olarak bu alanda yoğurulur. Bu durum alışkanlıkları somutlaştırabileceğimiz güzel bir örnektir. Düzenli olarak tekrar ettiğimiz bu durum artık karakterlerimizin bir parçası haline gelmiştir ve çevremiz yani bu durumun dış gözlemcileri artık bizleri işlerimizle bütünleştirirler. Berber Osman, kuaför Ali, her gün durakta karşılaştığımız laptop çantalı ve takım elbiseli yabancı, sürekli gitar çantasıyla gördüğümüz sanatçı dostlarımız, spor çantasıyla ve eşofmanlarıyla sürekli antrenmandan antrenmana koşuşturan Fırat ve daha niceleri. Günlük en çok tekrar ettikleri şeyler bizlerin, onları zihnimizde canlandırdığımız görüntülerini oluşturur, uğraşları ve kendileri arasında güçlü bir bağlantı kurmaya başlarız. Bu durum tüm alışkanlıklarımız için geçerlidir, karakterler bu tekrar eden davranışların meyvesidir. Şu an bulunduğumuz konum düşünce tohumlarımızın tekrar eden yaptıklarımızla filizlenmesi sonucu büyüyen alışkanlıklarımızdan ibarettir. Ağaç değilsin, konumunu değiştirebilirsin.Alışkanlıklarımızı nasıl değiştiririz? Evreni duyu organlarımızla tecrübe ederiz. Görme, duyma, dokunma, tat alma, ve koku zihnimizde veriler olarak toplanırlar. Biz bu verileri kaydeder ve işleriz. Boş bir bellek düşünün, içerisine yüklediğimiz verilerden farklı şeyler barındırmasını beklemek mantıksızdır, duyularımız bu belleğin beslediği kaynaktır. Doğduğumuz günden bu güne, konuştuğumuz dil, kültürümüz, çaya süt katıp katmamamız tamamıyla duyu organlarımızla topladığımız verilerin alışkanlıklara dönmesiyle oluşmuştur. Temizlik denilince genellikle akıllara gelen; ev temizliği, vücut ya da kıyafet temizliği, son kullanma tarihi geçmiş besinleri tüketmeyerek sağladığımız mide temizliğidir. Önemli bir organımız olan beynimizin, zihnimizin temizliğini göz ardı ederiz. Bu temizlik; gördüklerimiz, işittiklerimiz gibi duyusal kirlere karşı mücadele demektir. Durumların pozitif yönlerini görmek, bizleri güçlendirmeyecek ya da motivasyonumuzu kıracak kelamları dinlememek bu temizliğe verilebilecek örneklerdendir. Çevremizi kontrol edemesek dahi kendimizi kontrol edebiliriz ve meselelerin asıl çözümüde burda yatar. Duymak ve işitmek, bakmak ve görmek farklıdır. Her duyduğumuz sesi işitmeyebiliriz, dinlemeyebiliriz ya da her baktığımızı görmeyebiliriz. Seçim yapabilir ve zihnimizde filizlenecek tohumları belirleyebiliriz. Hangi tohumları suladığımızda dikkat etmeliyiz, öyle bir düşman düşünün ki tüm kapıları kitlenseniz dahi güvendSupport the show