Merhabalar,  2,5 dakikalık podcast serimizin 12 bölümüne hosgeldiniz. bu bölümün konusu İnsanın Maddesel Halleri”. Bölüme gecmeden önce podcast serisinde zaman zaman yogun is programım sebebiyle verdigim uzun aralarda yeni bölümü soran ve beni bölümleri yetiştirmeye teşvik eden herkese teşekkür ederim.   Çocukluğumda, yazları Kapalı Çarşı'da altın atölyesinde ciraklik yaparken, gözlemlemekten en keyif aldigim islerden biri: altının eritilip kalıba dökülmesi.   Teknik bir bilgi olarak Altınin erime noktası 1,064,76 santigrat derecedir. Bu süreçte, altın atomlarının arasındaki bağlar gevşer, ve altın sıvı bir forma dönüşür. Sıvı halde altın, şekil olarak esnektir ve kabın şeklini alır.   Altinin eritildigi pota içinde daha düşük kaynama noktasına sahip degersiz kurşun, çinko metal parçacıkları bulunuyorsa, bu metaller altının eritme sıcaklığında buharlaşir. Yani yüksek isi altinin formunu değiştirirken, icindeki degersiz maddelerden altini ayırır.   Altin kalıba döküldüğünde ve soğutulduğunda, tekrardan sert ve katı bir forma bürünür. Bu dönüşüm, degerli bir maddenin fiziksel özelliklerinin, dış etkenlere nasıl tepki verdiğinin mükemmel bir örneğidir.   Altinin yüksek sicaktaki maddesel degisimini insanin degisimlerine de benzetebiliriz.   İnsan, özellikle çocukluk yıllarında, çevresinin etkisi altında bir karakter oluşturur.   Bazi ülkelerin kültürleri ve sosyoekonomik durumları, bu karakterin katı bir hale bürünmesine neden olabilir ve bu katilini pozitif bir durum sanıp korumak isteyebiliriz.   Ancak, tıpkı altının eriyip şekil alması gibi, insanlar da zamanla ve deneyimlerle birlikte değişime uğrarlar.   Hayat boyu, gençlikten yetişkinliğe geçiş sürecinde, aldığımız katı haller, çeşitli deneyimler ve zamanın akışıyla birlikte sıvılaşmaya başlar. Karşılaştığımız zorluklar, sevinçler, kayıplar ve başarılar, karakterimizi şekillendirir ve bizi daha esnek hale getirir.   Freud’un  da dediği gibi “Bizi şekillendiren şey, yaşadığımız deneyimler değil, onlara verdiğimiz yanıtlardır”   Her durumda katı bir halde kalamayız. Zaman ve tecrübeler, bizi sürekli olarak şekillendirir ve dönüştürür.  Tıpkı altının ateşte eriyip yeni bir forma bürünmesi gibi, bizler de hayatın bize sunduğu deneyimlerle şekilleniyor ve evriliyoruz. Bir sonraki bölümde, insan ruhunun derinliklerine dair başka bir yolculukta buluşmak üzere, hoşça kalın.