Arkilog

Hüseyin Penbeoğlu

Mimarlığı merak edenler, mimarlık okuyanlar ve tabiki "mimarlar" için dinlemelik monoLOG ve diyaLOGlardan oluşur. Bu LOG'lar yapı ve kent gündemi, ofislerden haberler, yarışmalar ve bilimum görüşleri içerir. Hüseyin Penbeoğlu tarafından samimi ve eğlenceli bir dille kaydedilir. Keyifli dinlemeler.

Destek olmak için https://ko-fi.com/arkilog adresini kullanabilirsiniz. read less
ArtsArts

Episodes

#23 diaLOG - Ömer Yılmaz ile Mimarlar Neden Örgütlenemiyor?
Feb 7 2022
#23 diaLOG - Ömer Yılmaz ile Mimarlar Neden Örgütlenemiyor?
Yeni bölüm gibisi yok! Hele bu bölüm gibisi hiç yok! Kuryeler eylemde, Migros işçileri sokakta, mavi yaka hakkını arıyor... Peki bizim siyah yakalı mimarlar ne yapıyor? Neden örgütlenemiyor? Mimarlar Odası uyuyor mu yoksa cenazesi mi var? Evet, mimarların örgütlenememesi problemi herkesin tartıştığı bir konu ama siz bu bölümde en doğru kişilerden birinden fikirler dinleyeceksiniz. Daha önce oda yönetimine ekiple aday olmuş, Türkiye'nin ana medyası Arkitera'nın sahibi, Yarışmayla yap ve IBB yarışmalarının arkasındaki isimlerden biri Ömer Yılmaz beni kırmadı ve uzun süre sonra bir yayına konuk oldu. Artık size de dinlemek ve sendika kurma çalışmalarına başlamak kalıyor.Keyifli dinlemeler...Ömer Yılmaz'ın seçtiği Ernst A. Egli'nin Genç Türkiye İnşa Edilirken & Atatürk'ün Mimarının Anıları ve Anabasis - Onbinlerin Dönüşü kitaplarını kazanmak için Instagram bu bölümün paylaşımının altına yorum yapıp arkadaşınızı etiketlemeyi ve paylaşmayı unutmayın! Bahsedilen isimler/linkler:--- EklenecekKonuştuğumuz konular şu şekilde:Ömer Yılmaz Kimdir? 01.03Türkiye’deki Örgütlülük Ne Durumda 03.55Eleştiri ve Vizyon 06.50Örgütlenme Biçimleri Neler? 09.00Çalışanları Kim Temsil Edecek? 11.42Mikro-Makro 14:00İngiltere’deki Mimari Örgütler ve Sistem 17:18Oda Standart Belirliyor mu? 20:38Mimarlar Ne Yapsın? 23:44Proaktif Bir Yaklaşım mı Gerekiyor? 27:36Keçi ve Siyaset 29:06Odasının Asıl Sorunu 31:00Oda Mimarlar İçin Ne Yapıyor? 34:36BİM Bize Fazla mı? 37:14Sistem Mevzusuna Devam 43:54Kıbrıs Örneği 45:52Mimarlar Neden Örgütlenemiyor? 48:11Peki Ne Olacak? 53:39Kitap Önerisi 60:16Kapanış – İstiklal Marşı 63:43****Apple Podcast, Ekşisözlük üzerinden podcast için yorum yapmayı ve Instagram (arkilogpodcast), Twitter (arkilogpodcast), Linkedin gibi mecralardan bölümü paylaşmayı ihmal etmeyin :)Slack Komünitemize katılmak ve görüşlerinizi aktarmak için arkilogcommunity.slack.com adresine ve ARKILOG.com websitesine gitmeniz gerekiyor.Dinlediğiniz (ve okuduğunuz) için teşekkürler!
#22 diaLOG - Büşra Al ile Mimarlık ve "SEX" - Erkek olmayanlar ne yapıyor?
Sep 29 2021
#22 diaLOG - Büşra Al ile Mimarlık ve "SEX" - Erkek olmayanlar ne yapıyor?
Sex yazısını görünce aklınızdan neler geçti kim bilir! Ama biz sevgili Büşra Al ile cinsiyet olarak ele aldık ve başta kadınlar olmak üzere, mimarlık ortamındaki erkek olmayanların yaşadıkları ve görünürlüğü üzerine bir sohbet gerçekleştirdik. Instagram'da yorum yapan dinleyicimize ve etiketlediği arkadaşına Ursula Le Guin'den birer imzalı kitap hediye edeceğiz. Kaçırmayın derim!Bahsedilen isimler/linkler:Plug Ofis - https://plugofis.com/Neyzat Sayın ile MİM yayını 3. bölümhttps://www.youtube.com/watch?v=PW8ucrOzrV0Diller Scofidio - https://dsrny.com/Kavramlar: Glass Ceiling, Menspleaning, QueerUrsula K. Le Guin - Mülksüzler / Yeryüzü BüyücüsüFatma Gül Berktay - Tek Tanrılı Dinler Karşısında KadınKonuştuğumuz konular şu şekilde:Büşra Al kimdir? 0.40Konuya giriş 3.30Kadın mimar denir mi? 6.29"Bir erkek de gelebilir mi acaba?" 18.10Erkek erkeğe konuşalım 23.30Kadınlar nerede? 24.23Kadının adı geçiyor mu? 36.17Müdürün gelsin! 39.48Mitler - Kadın yönetici 43.16Neden bir queer mimar yok? 48.35Huysuz Virjin'in mezarını kim tasarlasın? 50.00Pandemi nasıl etkiledi? 54.00Neden? Nasıl? 57.21Kadın müzesi şart mıydı? 1.00Kitap hediyesi (2 kişiye) 1.02One more thing! 1.05Kapanış 1.07****Apple Podcast, Ekşisözlük üzerinden podcast için yorum yapmayı ve Instagram (arkilogpodcast), Twitter (arkilogpodcast), Linkedin gibi mecralardan bölümü paylaşmayı ihmal etmeyin :)Slack Komünitemize katılmak ve görüşlerinizi aktarmak için arkilogcommunity.slack.com adresine ve ARKILOG.com websitesine gitmeniz gerekiyor.Dinlediğiniz (ve okuduğunuz) için teşekkürler!
#19 diaLOG - Yasin Toparlar ile Sürdürülebilirlik - Regülasyon çözüm mü?
Mar 23 2021
#19 diaLOG - Yasin Toparlar ile Sürdürülebilirlik - Regülasyon çözüm mü?
Eski ortağım, eski mühendis, yeni veri uzmanı ama daima sürdürülebilirlik odaklı daima araştırmacı kişi Yasin Toparlar ile keyifli bir sohbet kaydettik. Regülasyonlara değindik, şirketin kapanmasına dair öz eleştiri yaptık, mimarların yüzeysel yeşil anlayışına dokundurduk. Keyifli dinlemeler, yorumlarınızı bekliyorum.Programda bahsedilen konular ve Arkilog'a dokunma/ulaşma yöntemleri ise sırasıyla şu şekilde:****1. Jevons Paradox: https://en.wikipedia.org/wiki/Jevons_paradox2. Nachhaltigkeit: Surdurulebilirlik kelimesinin Almancasi https://de.wikipedia.org/wiki/Nachhaltigkeit / https://www.econstor.eu/bitstream/10419/50254/1/535039824.pdf3. Hans Carl von Carlowitz: Alman vergilendirme muhasebesi ve madencilik yoneticisi, ormancilik uzerinden “surdurulebilir verim/hasat” konularini ilk tanimlayan kisi olarak bilinir. https://en.wikipedia.org/wiki/Hans_Carl_von_Carlowitz4. The Limits to Growth (LTG): Club of Rome tarafindan fonlanmis, 17 kisilik bir arastirma ekibince duzenlenmis 1972 tarihli buyumek ve buyumenin sinirlari uzerine yazilmis rapor. https://en.wikipedia.org/wiki/The_Limits_to_Growth / https://www.clubofrome.org/publication/the-limits-to-growth/ 5. Our Common Future (a.k.a. Brundtland Report): BM tarafindan hazirlanmis, surdurulebilir kalkinmaya dair 1987 tarihli onemli bir rapor. https://en.wikipedia.org/wiki/Our_Common_Future / https://unece.org/fileadmin/DAM/ie/se/pp/EnCom15/28Nov/SustDev/HELD_SustDev_UNECE_EnComm15_2006_c.pdf6. Energy Performance Gap: Yapilarin tasarim suresince tahmin edilen enerji tuketim miktarlari ile gercekte gozlenen enerji tuketim miktarlari arasindaki ciddi farklara odaklanan akademik arastirma alani. https://en.wikipedia.org/wiki/Building-energy_performance_gap / https://www.frontiersin.org/articles/10.3389/fmech.2015.00017/full7. BMS / BES / BAS: Yapilardaki enerji tuketimini ama daha ziyade butun operasyonel ekipmanin yonetimini takip eden, gerekli aksiyonlarin alinmasini saglayan ve otomasyon sureclerini organize eden sistemler. https://en.wikipedia.org/wiki/Building_management_system 8. Bjarke Ingels’in Jair Bolsonaro’yu ziyaret etmesinin ardindan Failed Architecture web-sitesinde yayinlanmis yesil mimarinin (ve mimarlarin) “Greenwashing” potansiyelleri uzerine bir yazi: https://failedarchitecture.com/bjarke-ingels-and-the-art-of-greenwashing/ 9. The Economist dergisinde yer alan, yapilari daha yesil yapmak uzerine atilan adimlarin neden yetersiz olduguna dair yazi: https://www.economist.com/international/2019/01/05/efforts-to-make-buildings-greener-are-not-working10. The Wizard and the Prophet: Two remarkable Scientist and their dueling visions to shape tomorrow’s World. Charles C. Mann tarafindan yazilmis, Dunya’nin surdurulebilirlik ile olan sinavini iki cok farkli karakter, Normal Borlaug ve William Vogt gozunden kiyaslayan kitap. https://www.amazon.com/Wizard-Prophet-Remarkable-Scientists-Tomorrows/dp/0307961699 / https://www.nytimes.com/2018/01/31/books/review/the-wizard-and-the-prophet-charles-mann-william-vogt-norman-borlaug.html Bonus: Önümüzdeki dönemde iyiden iyiye önem kazanacak olan "Circular Buildings” konusuna dair kisa bir yazi: https://www.worldgbc.org/news-media/when-building-circular ****Apple Podcast, Ekşisözlük üzerinden podcast için yorum yapmayı ve Instagram (arkilogpodcast), Twitter (arkilogpodcast), Linkedin gibi mecralardan bölümü paylaşmayı ihmal etmeyin :)Slack Komünitemize katılmak ve görüşlerinizi aktarmak için arkilogcommunity.slack.com adresine ve ARKILOG.com websitesine gitmeniz gerekiyor.Dinlediğiniz (ve okuduğunuz) için teşekkürler!
#17 diaLOG - Nurgül Yardım ile Mimarın Tanınma Çabası
Sep 21 2020
#17 diaLOG - Nurgül Yardım ile Mimarın Tanınma Çabası
Tasarlamak yetmek anlatmak, duyurmak lazım. Peki nasıl anlatsak daha iyi olur? Hem mimar, hem de iletişim alanına yönelmiş bir kişi olarak Nurgül (Yardım Meriçliler) ile bu konuyu tartıştık. Londra Mimarlarını podcastinde ağırlayan sevgili dostum bizi de çalışma mekanında ağırladı. Keyifli bir sohbet oldu. Programda bahsedilen konular ve Arkilog'a dokunma/ulaşma yöntemleri ise sırasıyla şu şekilde:****Anylab Deneysel Stüdyowww.anylab.coAnylabtalks PodcastSpotifyhttps://open.spotify.com/show/2gbC9d9NRfP6ucKlnKVldtApple Podcastshttps://podcasts.apple.com/gb/podcast/anylabtalks/id1455481789Kitap ÖnerileriWays of curating, Hans Ulrich Obristhttps://www.amazon.co.uk/Ways-Curating-Hans-Ulrich-Obrist/dp/0241950961Ursula Le Guin: The Last Interview: And Other Conversationshttps://www.amazon.co.uk/Ursula-Guin-Last-Interview/dp/1612197795Podcast ÖnerileriRoutines & Rutshttps://extraordinaryroutines.com/podcastOn Beinghttps://onbeing.org/series/podcast/Time Sensitivehttps://timesensitive.fmMimarlık Ofisleri Instagram seçkihttps://www.instagram.com/moco_arch/https://www.instagram.com/dalstonarchitecturecollective/https://www.instagram.com/sodalondon/****Apple Podcast, Ekşisözlük üzerinden podcast için yorum yapmayı ve Instagram (arkilogpodcast), Twitter (arkilogpodcast), Linkedin gibi mecralardan bölümü paylaşmayı ihmal etmeyin :)Slack Komünitemize katılmak ve görüşlerinizi aktarmak için arkilogcommunity.slack.com adresine ve ARKILOG.com websitesine gitmeniz gerekiyor.Dinlediğiniz (ve okuduğunuz) için teşekkürler!
#15 diaLOG - Bihter Çelik ile Ortak İş Yapma Kültürü / Farklı Bir Tasarım Ofisi: -trak
Jul 21 2020
#15 diaLOG - Bihter Çelik ile Ortak İş Yapma Kültürü / Farklı Bir Tasarım Ofisi: -trak
Mimar Bihter Çelik ile kurucularından olduğu "-trak" oluşumunun ortak iş yapma kültürü hakkında bir sohbet gerçekleştirdik. Neler yaptı? Nasıl firmalaştı? Kadın olmanın bariz veya gizli zorlukları oldu mu? Uzaktan çalışmak ve yakından çalışmak arasında farklar var mı?Özetle farklı şeyler deneyen, alışılmış mimarlık ofisi dışında bir firma nasıl olur onları tartıştık. Bahsi geçen konular hakkında daha fazla bilgi için:****design-trak.com@designtrak (instagram)https://urbankoop.org/ Permaculture: a whole design philosophy for sustainable livingPermakültürün tarımsal faaliyetler ötesi mantığını anlatmak adına şu basit medium yazısına göz atmak ve istenirse önerdiği kitaplarla derinleşmek hoş olabilir diye paylaşayım:https://medium.com/colab-dudley/permaculture-a-whole-design-philosophy-for-sustainable-living-7204f0a57edbKitap Önerisi linkleri; Ursula Le Guin - Word for World is Forest (Dünyaya Orman Denir)EN-https://www.amazon.com/Word-World-Forest-Ursula-Guin/dp/1511362286TR-https://www.amazon.com.tr/D%C3%BCnyaya-Orman-Denir-Ursula-Guin/dp/9753421206/ref=sr_1_1?__mk_tr_TR=%C3%85M%C3%85%C5%BD%C3%95%C3%91&dchild=1&keywords=ursula+le+guin+d%C3%BCnyaya+orman&qid=1595402817&sr=8-1Biraz daha “güncel iş yapış” ,” mimar olayazmak” ve “ mimarlık konuşmasına sokulmuş tarım analojisi” duymakla ilgilenenler için Bihter Çelik - GEMMS Sohbetleri.https://www.youtube.com/watch?v=qELDrnjvp9c&t=72s****Apple Podcast, Ekşisözlük üzerinden podcast için yorum yapmayı ve Instagram, Twitter, Linkedin gibi mecralardan bölümü paylaşmayı ihmal etmeyin :)Slack Komünitemize katılmak ve görüşlerinizi aktarmak için arkilogcommunity.slack.com adresine ve ARKILOG.com websitesine gitmeniz gerekiyor.Dinlediğiniz (ve okuduğunuz) için teşekkürler!
#12 diaLOG - Cem Yıldırım ile Tasarım Stüdyosu Sahibi Olmak / Rusya Deneyimi
Apr 19 2020
#12 diaLOG - Cem Yıldırım ile Tasarım Stüdyosu Sahibi Olmak / Rusya Deneyimi
Progressive Architects Tasarım Stüdyosunun kurucu ortağı arkadaşım Mimar Cem Yıldırım ile ofis sahibi olmak, Rusya Mimarlığı ve yabancı mimarlarla çalışmanın getirdikleri üzerine bir diaLOG gerçekleştirdik. Kendi deneyimleri, problemlerini ve tavsiyelerini bizlerle paylaştığı için teşekkürler. Bölümleri sevdiklerinizle paylaşmayı unutmayın! Paylaşanlar arasından bir kişiye Cem Yıldırım'ın önerdiği bir kitap hediye edilecektir. Programda bahsi geçen konulara aşağıdaki (uzun ) listeden ulaşabilirsiniz:1.Die Neue Gestaltung,Piet Mondrian, 1925, Münchenhttps://digi.ub.uni-heidelberg.de/diglit/mondrian1925/0001/thumbs Gestaltung Türkçe’ye “tasarım” olarak çevirilir. İngilizce’de “shaping, forming / design” olarak karşılık bulur.En iyi karşılıklarından biri Fransızca’da “conception”, o da anlam olarak “création de l’esprit” açılımıyla ifade bulur, yani “creation of mind”. Sayfa 32’de şöyle bir ifade geçer:“Nach Cezanne hat sich die Malerei Mehr und Mehr von Der äußeren Erscheinung der Natur befreit. Futurismus, Kubismus und Purismus gelanten zu einer anderen Gestaltung. Gleichwohl, so Lange die Gestaltung sich irgendwelcher ‘Form’ bedient, ist es ausgeschlossen, Reine Verhältnismäßigkeiten zu gestalten. Aus desem Grunde hat sich "die neue Gestaltung" von jeder "Form" bildung befreit. So ist die Malerei dazu gekommen, sich durch die reine Farbe, flächenhaft auf der Fläche. Die Malerei wird eine Kunst, gestaltend "auf die Weise der Kunst." Kabaca çeviri ile:Cézanne’a göre, resim sanatı kendisini doğanın dış görünüşünden gitgide kurtardı. Fütürizm, Kübizm ve Pürizm yeni bir tasarıma erişti. Bununla birlikte, sanatsal tasarım herhangi bir “biçim” kullandığı sürece, saf bir orantılılık yakalamak mümkün değildir. Bu nedenle “yeni sanatsal tasarım” kendisini herhangi bir oluşum “biçiminden” bağımsız kıldı. Böylece resim sanatı, yüzeyde genişleyen saf renkler ile karakterize oldu. Resim, “sanat yolunda” tasarlanmış bir sanat oldu. 2.Sanatta güzelin esas konu olması fikrinin yıkılması hakkında Hugo ve Baudelaire’den bahsettik.Victor Hugo, özellikle ‘Notre Dame dé Paris’ (1831) ile Baudelaire ise ‘Le Spleen de Paris’ (1869) ve ‘Les Fleurs du mal’ (1857) ile Rönesans’tan beri alışılagelmiş olan sanattaki güzellik anlayışını yıkmıştır.Alberti, Brunolleschi, Donatello gibi Erken Rönesans sanatçılarının biçim ve oranlarda yakaladığı güzellik anlayışı, ve hatta Botticelli’nin Nascita di Venere (Venüs’ün Doğuşu) tablosunda gerçekçiliği kenara iterek ön plana çıkardığı güzellik anlayışı Geç Rönesans döneminden beri sorgulanır ve nihayetinde Romantizm ve Modernizm’in temelleri ile sert biçimde yıkılır. 3.Mimarlığın teokrasiye, güç ve iktidara hizmet eden sanat dalı olması Antik Çağ’dan beri yapılan bir tanımlamadır (en belirgin olarak Mısır, Yunan ve Roma uygarlıklarından beri). Burada en saf haliyle barınak olarak yapılan konut mimarlık dışında bırakılırken, esasen sipariş edilmiş yapılar olarak nitelendirilir.Luc Plamondon ‘Notre Dame de Paris’ müzikalinde matbaanın keşfi ile seri baskının yayılması ve yazınsal eserlerin tüm halka ulaşması ile değişen dünya düzenini (Reform dönemi) anlattığı ‘Florance’ parçasında “Et la littérature tuera l'architecture” (And the literature will destroy the architecure) ifadesini bu tanıma atfen yapar. Burada edebiyat özgür düşünceyi, mimarlık ise teokrasi, yani kilise ve iktidarı simgeler. 4.Stefan Zweig’ın Dickens’ı anlattığı denemede geçen bölümü aynen yazmak isterim:“… Her İngiliz bir Almanın Alman olmasından daha İngilizdir. İngilizlik insanın zihinsel organizmasının üzerinde bir cila, bir boya değildir, o kana karışır, onun ritmini düzenler, bireydeki en mahrem ve en içsel, en temel olanı canlandırır: Bu da sanatsal olandır. Sanatçı olarak da bir İngiliz, ırkına bir Almandan, bir Fransızdan daha bağlıdır. İngiltere’deki her sanatçı, her gerçek şair bu yüzden içindeki İngilizlikle mücadele etmiştir; ama en hararetli, en güçlü nefterler bile geleneği yere yıkmayı başaramamıştır. Onların kılcal damarlarından geçerek ruhlarının toprağına derin bir şekilde işlemiştir: İngilizliği söküp atmak isteyenin bütün organizmayı yırtması ve yarayı kanatması gerekir. Hür Dünya vatandaşlığına duydukları özlemle dolu birkaç aristokrat buna kalkıştı: Byron, Shelley, Oscar Wilde içlerindeki İngilizliği yok etmek istedi, çünkü İngilizlerin içindeki onulmaz burjuvalıktan nefret ediyorlardı. Ama sadece kendi yaşamlarını mahvettiler, İngiliz geleneği dünyanın en güçlü, en başarılı geleneğidir, ama aynı zamanda sanat için de en tehlikelisidir. En tehlikelisidir, çünkü en sinsisidir: Donmuş bir çöl değildir, gelenleri kovan kötü bir ev sahibi değildir, sıcak ocak ateşi ve yumuşak konforuyla insanları baştan çıkarır, ama onları ahlaki sınırlar içine kapatır, sıkıştırır ve kurallar koyar; hür sanatçı güdüsüyle geçinemez. Küflenmiş havasıyla mütevazı bir barınaktır, hayatın tehlikeli akımlarına karşı korunaklıdır; neşeli, dostane, misafirperver, burjuva memnuniyetinin şöminesinde yanan ateşiyle tam bir “yuva”dır, ama vatanı dünya, en derin arzusu sınırsız topraklar üzerinde göçebe gibi dolaşmak olanlar için de bir hapishanedir. Dickens İngiliz geleneğinin içine rahatça yerleşmiş, onun dört duvarı arasına evini kurmuştu. Vatan topraklarında kendini rahat hissediyordu ve hiçbir zaman, hayatı boyunca İngiltere’nin sanatsal, ahlaki ya da estetik sınırlarını aşmadı. O bir devrimci değildi. Onun içindeki sanatçı ile İngiliz çok iyi anlaştı ve yavaş yavaş onun içinde bütünüyle dağıldı. Dickens’ın ortaya koyduğu şey yüzlerce yıllık İngiliz geleneğinin temelleri üzerinde sağlam ve güvenli şekilde duruyor; kafasını asla bir karış yukarı çıkarmamıştır, ama yapıyı çekici bir mimariyle beklenmedik bir yüksekliğe ulaştırmıştır. Onun sanatı ulusunun bilinçdışı, sanat haline gelmiş istencidir: Eğer onun sanatının yoğunluğunu, eşine az rastlanır niteliklerini ve kaçırılmış imkanlarını sınırlandırırsak, aynı zamanda sürekli İngiltere ile karşı karşıya kalırız. Dickens Napoleon’un kahramanlıklarla dolu yüzyılıyla, zaferlerle dolu geçmişle, geleceğin rüyası olan emperyalizm arasındaki İngiliz geleneğinin en yüksek sanatsal ifadesidir. Dickens bizim için sadece olağandışı bir eser meydana getirmişse ve bu dehasını ortaya koyacak kadar şiddetli değilse, bunun nedeni İngiltere ve onu frenlemiş olan ırk değil, içinde yaşadığı suçsuz çağdır: İngiltere’nin Victoria çağıdır. Bilindiği gibi Shakespeare de bir İngiliz çağının şiirsel ifadesi için en yüksek olanaktır: Ama onunki Elizabeth çağıydı; güçlü, eylem düşkünü, genç, taze duygularla dolu, ilk kez peçesini imperium mondi’ye (dünya imparatorluğuna) uzatan, içinden taşan güçle titreyen, ateşli bir İngiltere sözkonusuydu.” Stefan Zweig, Üç Büyük Usta: Balzac – Dickens – DostoyevskiÇeviri: Nafer Ermiş, İş Bankası Kültür YayınlarıÖzgün Adı: Drei Meister 5.Vittorio Gregotti (1927 – 2020) 6.Carlo Scarpa (1906-1978) 7.Richard Rogers, The Lloyd’s Building 8.Norman Foster, ST: Mary Axe 9.Renzo Piano, The Shard 10.Konstantin Melnikov’un 1935’te, Rusya’da mimarlık gazetesinde yayınlanan röportajını İngilizce’ye çevirmiştik. İlgili paragrafı paylaşıyorum: Drawings are not always mandatory and sometimes harmful"In the course of my work, I personally do not have to use drawings and sketches of all kinds. I not only don't feel the need, but I think it's superfluous and even harmful. Drawing interferes with free maneuvering of thoughts, imposing a graphically realized solution, even if it is rejected by the mind. In particular, I'm hampered by drawings in the initial stage of work on the project. It's a different matter - all sorts of purely technical, and not composite, sketches. Those are useful and necessary in the work of the architect." 11.Aleksandr Gan tarafından yazılmış olan Konstrüktivizm’de tasarım prensipleri FAKTURA olarak tanımlanır. ‘Form Follows Function’ fikri gibi bir sanatsal objenin biçim ve yüzeyinin, onun nasıl ve ne için yapıldığını dışavurması, belirgin özelliğini sergilemesi gerektiği fikrini savunur. 12.Önde gelen Konstrüktist mimarlar:Melnikov, Tatlin, Shukov, Fomin, ChernikovRus konstrüktivizmi üstüne araştırmalarımızı yazıya döküyoruz. Yakın zamanda bitmiş olacak. Dönemin mimarları ile yapılarını yakından incelediğimiz keyifli bir çalışmamız mevcut. 13.Postmodernizm altında Thomas Wolfe ve Albert Camus isimleri geçti. Her ne kadar eserleri modernist yapıda olsa da, Thomas Wolfe’ün Look Homeward, Angel (Türkçe’ye çevirilmiş bir basımı yok) eseri ile Albert Camus’nun L’Étranger (Yabancı) eseri -yapı bakımından olmasa bile- karakter kurgusu ve anlatımı bakımından Postmodern edebiyatın temellerindendir. Ginsberg ya da Paul Auster gibi belirgin (ve gerçekten başarılı) postmodern örnekler yerine geç modernist bu iki örneğe değinmekteki amaç, postmodern bireyin karakteri ve sosyal ilişkileri bakımından önemli temeller kurmuş olmalarına dikkat çekmektir. 14.Stream of Consciousness, ya da Türkçe “zihin akışı” diyebileceğimiz anlatım biçimi, edebiyat ve müzikte 1800’lerden beri kullanılan, ancak modernizm ve postmodernizmde sıkça başvurulan, karakterin zihninden geçen düşünceleri bir uyum ve bütünlüğe bakmaksızın okura ya da dinleyiciye aktardığı ifade biçimidir. Sessiz ve kurgusuz bir monologtur. 15.Rusya’nın mimarlık yayınlarının başlıcaları:Archi.ru https://archi.ru/enArch Speech https://archspeech.com/Strelka Institure – Online https://strelka.com/ru/vectorSchusev State Museum for Architecture https://ecc-russia.eu/events/currentexhibition----Mutlu Mimarlıklar!